Kepler’in Gezegen Sistemleri Üzerine

NASA’nın Kepler uzay aracı iyi bir gezegen avcısı olduğunu kanıtlıyor. Araç göreve başladığı ilk dört içinde 1200 aday gezegen ortaya çıkardı. Bunlardan 408’i içinde iki ya da daha fazla gezegen olan sistemler içinde bulunuyor.

Birden fazla gezegeni olan sistemler güneş sistemimizle benzerlik gösterir. Bu sistemler Kepler için birer nokta gibi görünür. Kepler bir gezegeni yıldızının önünden geçerken yıldızın ışığındaki azalmayla ile fark eder. Böylece gezegenin yörüngesini, büyüklüğü hesaplanır.

Bir gezegenin yıldızının önünden geçişini görebilmek için yörüngesinin bizim görüş alanı içine girmesi gerekir.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden gökbilimci David Latham: “Biz geçiş yöntemiyle çok fazla gezegen bulunacağını tahmin etmemiştik. İki ya da üç tane beklerken 100’den fazla gezegen bulduk” diyor.

Güneş sistemimizdeki bazı gezegenlerin yörüngeleri 7 dereceye kadar eğimli olduğu için dışardan bakan bir göz sekiz gezegeni de geçiş yöntemiyle göremez. Kepler bu nedenle ancak yörüngeleri 1 dereceden az eğimli olan gezegenleri (Merkür, Venüs gibi) görebilir.

Neden bu kadar yatay? Bu sorunun yanıtına ilişkin bir ipucu gezegenlerden geliyor. Kepler’in bulduğu sistemlerdeki gezegenlerin büyüklüğü Neptün’den daha küçüktür. Yani sistemlerde Jüpiter benzeri gaz gezegenleri eksik. Bilim insanları bir gaz devi gezegeninin, kütle çekimiyle daha küçük gezegenlerin yörüngelerini bozarak, onların eğri bir yörünge izlemesine neden olduğuna inanıyor.

Latham: “Jüpiterler bu sistemlerin erken dönemini karıştıran 360 kg’lık goriller gibidir. Diğer çalışmalarda çoklu sistemler içinde bol miktarda büyük gezegen bulduk, ancak onların yörüngesi yatay değil” diyor.

Çoklu gezegen sistemleri kayalık ve küçük dünyaların yoğunluklarının belirlenmesi için bir şans olabilir. Büyük bir gezegende bu değerleri dikine hız ölçümüyle (traktör-römork ikilisi gibi yıldıza bağlı gezegen de yıldızı sallar*) elde etmek kolaydır. Günümüz teknolojisiyle Dünya boyutlarındaki bir gezegen keşfedilebilmesine karşılık dikine hız yöntemiyle yoğunluğunu hesaplamak kolay değildir.

Gezegen sistemlerindeki birden fazla geçiş gökbilimcilerin önüne farklı bir seçenek sunuyor: geçiş zamanı değişimleri. Art arda gelen geçişlerle yörüngelerdeki değişim ortaya çıkarılarak gezegenler arasındaki kütle çekimi etkisi nedeniyle olan etkileşimleri ölçülebilir ki, bu da gezegenin kütlesi demektir.

Smithsonian’dan gökbilimci Matthew Holman: “Bu gezegenler birbirini itiyor ve çekiyor. Biz de bunu ölçebiliyoruz. Kepler geçiş zamanı değişimlerini gösteren düzinelerce sistem keşfetti” diyor.

Kepler veri toplamaya devam ettiği sürece yıldızların çevresinde daha uzak ve daha geniş yörüngelerde dolanan ve yaşam alanı içindeki gezegenleri de keşfedebilecek. Geçiş zamanı değişimleri kayalık gezegenlerin sıcaklıklarını da belirleyerek hangilerinde sıvı su olabileceğini ortaya çıkarabilecektir.


Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics

Önerilir...

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d