Yakın Dünyalar’ın Keşfine Doğru

Bu resim yeni keşfedilen bir gezegenin sıcaklık değişimlerini gösteriyor. (J. Langton, Principia College.)

Ötegezegen avcısı olan gökbilimcilerden bir ekip Güneş’e yakın ve Güneş benzeri iki yıldızın çevresinde dolanan en fazla 5 ile 7.5 Dünya kütleli altı gezegen keşfettiler. Gezegenler Dünya kütlesine yakın ve bize yakın yıldızların çevresinde dolandığı için önem kazanıyor. Araştırmalar Kaliforniya Santa Cruz Üniversitesi (UCSC) ve Washington Carnegie Bilim Kurumu‘ndaki araştırmacılar tarafından gerçekleştirildi.

UCSC’den Steven Vogt’a göre yaşanabilir dünyaların keşfi çok yakında birkaç yıl içinde gerçekleşebilecek.  (Bu olasılığı dile getirmek bile insanı heyecanlandırıyor aslında.)

Ekip Hawai’deki Keck Gözlemevi ile Avustralya’daki Anglo-Avustralya Teleskobunu kullanarak keşifleri gerçekleştirdi.  Bu keşifleri açıklayan bildiriler yeni gezegen keşiflerini yayınlayan Astrophysical Journal‘da yayınlanması için de kabul edilmiş bulunuyor.

61 Vir sistemi ile Güneş sisteminin karşıulaştırılması
61 Vir Sistemi ile Güneş Sistemi’nin karşılaştırılması

Yeni gezegenlerin 3 tanesi Başak (Virgo) takımyıldızındaki 61 Virginis’in çevresinde dolanıyor.  Gökbilimciler ve astrobiyologlar 28 ışık yılı uzağımızda yer alan bu yıldızla özel olarak ilgileniyorlar. Güneş’e yakın yüzelrce yıldız varken neden bu yıldız öne çıkıyor dersiniz? Çünkü bu yıldız Güneş’in neredeyse ikizi gibidir. Güneş’e birçok yönüyle benzeyen yıldız aynı yaşta, aynı kütlededir.  İşte bu yıldızda şimdilik 3 gezegen olduğu keşfi yapıldı. Gezegenlerin en küçüğü 5 Dünya kütlesinde en büyüğü ise 25 Dünya kütlesinde.

Geçtiğimiz günlerde NASA’nın Spitzer Uzay Teleskobu 61 Vir’de Pluto-Güneş uzaklığının yaklaşık iki kadar uzaklıkta bir toz diski olduğunu algılamıştı. Anlaşılan bu bölgeden yıldıza doğru hareket eden kuyrukluyıldızlar da yer almaktadır.  Diskin bulunmnası yıldız sisteminde Dünya gibi yaşanabilir bir alanda yerleşmiş bir gezegen olma olasılığını da arttırmaktadır.

İkinci sistem ise 76 ışık yılı uzağımızdaki HD 1461’de bulundu. Yıldızda 7.5 Dünya kütleli bir gezegen olduğu tespit edildi. Yıldızda en az bir olmak üzere toplam üç gezegen olduğu düşünülüyor. Temiz bir gökyüzünde çıplak gözle de izlenebilen HD 1461, Balina (Cetus) takımyıldızında yer alıyor.

HD 1461’in kütlesi Dünya ile Uranus kütle değerlerinin neredeyse tam arasına denk geliyor. Gezegende büyük oranda demir ve kaya mı, yoksa Uranus ve Neptün’de olduğu gibi çoğunlukla sudan mı oluştuğu hakkında henüz birşey söylenemiyor.

61 Vir yıldızı Güneşe çok benzeyen bir yıldızdır. Bu yıldızın çevresinde üç gezegen dolandığı belirlendi. Üstelik gezegenler Dünya büyüklüğüne yakın olmalarıyla dikkatleri üzerlerine topladı. (NASA)
61 Vir yıldızı Güneş’e çok benzeyen bir yıldızdır. Bu yıldızın çevresinde üç gezegen dolandığı belirlendi. Üstelik gezegenler Dünya büyüklüğüne yakın olmalarıyla dikkatleri üzerlerine topladı. (NASA)

AAT ve Keck Teleskoplarının gözlemlerinin birleştirilmesiyle keşfedilen bu gezegenler gökbilimcilerin ümitlkenmesine neden oldu. Aynı yöntemle başka gezegenler hatta yaşanabilir gezegenler bulunabilir. Kütlesi Dünya gibi küçük olan gezegenlerin bulunması için bu tür gezegenlerden gelen düşük genlikli sinyallerin algılanabilmesi gerekiyor. İşte yapılan iki ayrı teleskopla alınan bu sinyalleri birleştirmek oldu.

Güneş’e yakın konumdaki 61 Vir ve HD 1461’de Dünya kütlesine yakın gezegenlerin bulunması diğer yıldızlarda da acaba bu türden gezegenler olabilir mi sorusunu gündeme taşıdı. Bulunan 400’den fazla gezegen arasında bize yakın yıldızlarda 1.5 Neptün kütleli veya daha az kütleli gezegen yoktur.

Bu kadar küçük gezegenleri keşfi için parlaklık değişimi (geçiş) yöntemi pek kullanılmaz. Bunun yerine radyal hız yöntemine başvurulur. Bu yöntemde yıldızın bir topacın dönmesine benzeyen salllantısı izlenir. Eğer bir yıldızın gezegeni varsa yıldız olması gereken yerde değil de, gezegenle birlikte oluşturduğu sistemin kütle merkezi çevresinde salınır. Gezegen ne kadar büyükse bu sallantı o kadar büyük olur. Günümüz teknolojisiyle geliştirilen teleskoplarla bu sallantıları ölçmek mümkün hale gelebiliyor.

“Birkaç yıl önce Dünya üzerinde kurulu teleskoplarla ancak bozuk bir parayı görebilirdiniz.ç Ama şimdi bu paranın üstündeki kısmın yazı mı tura mı olduğu bile farkedebiliyorsunuz.” diyor UCSC’den Astronom ve Astrofizikçi Prof. Gregory Laughlin.

Konuyla ilgili Arif Bayırlı’nın Gök Günce’sindeki yazıyı okuyabilirsiniz.

Kaynak:

Kaliforniya Santa Cruz Üniversitesi

Washington Carnegie Bilim Kurumu

Systemic

Konuyla ilgili detaylı bişlimsel açıklama için tıklayınız.

Önerilir...

1 Yorum

  1. bu kadar hızlı gelişmler beni heyecanlandırıyor.ama bence asıl heyecanlanmamız gereken keplerden gelecek haberler olacak..

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d