Ölü Gökadalar Hala Yaşıyor!

Hubble’ın yeni nesil kamerası (WFC3) ile ACS kamerası üzerinde çalışılan eliptik gökada M 105’in hiç de ölü bir gökada olmadığı belirlendi. Gökadanın merkezi parlak bölgesinin dışına yoğunlaşan Hubble burada yıldız kümeleri olduğunu fark etti (üstte daire içine alınmış). (H. Alyson Ford ve Joel N. Bregman- Michigan Üniversitesi)

Michigan Üniversitesi’ndeki (U-M) gökbilimciler eski gökadaları incelerken onların hala yeni yıldızlar oluşturduğunu keşfettiler. Çalışma gökadaların zamanla nasıl evrimleştiğini görmeyi sağlıyor. Bulgular U-M’de araştırmacı Alyson Ford ve astronomi profesörü Joel Bregman tarafından Londra’da Kanada Astroomi Derneği toplantısında sunuldu.

Hubble Uzay Teleskopu’nun Geniş Alan Kamerası 3’ü kullanan gökbilimciler 40 milyon ışık yılı uzaklıktaki dört gökadada genç yıldızlar ve yıldız kümeleri olduğunu fark ettiler. Bir ışık yılı yaklaşık 9,5 trilyon km’dir.

“Bilim insanları bu gökadaların uzun bir süre önce yıldız oluşturma yeteneklerini kaybettiklerini ve onların birer ölü gökada olduğunu sanıyorlardı. Ancak onların hala hayatta olduğunu ve düşük oranda da olsa yeni, yıldızlar oluşturduğunu gösterdik” diyor Ford.

Gökadalar evrende çoğunluk iki türde bulunur. Samanyolu gibi sarmal yapıda olanlar ve eliptik gökadalar. Sarmal gökadalarda yıldızlar daha soğuk ancak daha yoğun gaz içerir ve güneş gibi yıldızların doğum oranı yılda birdir.

Diğer taraftan eliptik gökadalardaki yıldızlar milyarlarca yıl yaşındadır. Bu gökadaların içindeki yıldızlar bir arı kovanının çevresindeki arılar gibi her yönde dolanır. Eliptik gökadalarda az miktarda soğuk gaz olduğundan yıldız oluşturduğu bilinmiyordu.

“Daha önce gökbilimciler bu gökadalara genel olarak baktığından yıldızları tek tek görmediler. Biz ise biraz hile yaparak Hubble Uzay Teleskopu’nun hassas mor ötesi görüntülerini kullanarak bu yıldızları gördük” diyor Ford.

Teknik olarak her 100 000 yılda bir de olsa küçük güneşlerin oluşumu gözlenebildi.

Ford ve Bregman eliptik gökadalar içindeki kümelerde yıldız oluşum oranını saptamaya çalışıyor. Samanyolu’nda genellikle 10 ile 100 000 yıldızın oluşturduğu gruplar bulunuyor. Eliptik gökadalarda soğuk madde diski olmadığından burada koşullar biraz farklı.

“Elde ettiğimiz görüntülerde renkler biraz karışık olduğu için yıldız oluşumlarını ve yıldız kümelerini görmemiz biraz zor oldu” diyor Ford.

Ekip keşfi Aslan takımyıldızındaki ve 34 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan eliptik Messier 105 (M 105) gökadasını gözleyerek elde etti. M 105’de şimdiye kadar yeni yıldız oluşumlarına rastlanmamıştı. Ford ve Bregman 10 ile 20 güneş kütlesinde parlayan birçok parlak mavi yıldız gördü.

Araştırmacılar tek yıldız olamayacak ölçüde renkleri mavi olmayan nesneleri görünce bunların yıldız kümeleri olduğunu anladılar. Bu kümeler her 10 000 yılda bir yeni yıldız oluşturuyor. “Bu bir yıldız oluşumunu sağlayan patlamaya ait değil, sürekli devam eden bir süreçtir” diyor Ford.

Veriler yeni sorulara da neden oldu: yıldız oluşumlarını sağlayan gazın kaynağı gibi.

“Bu kafaları karıştıran araştırmada henüz baştayız. “Ölü” gökadalarda yıldız oluşum süreciyle ilgili fikir verecek yeni keşifler yapmayı ümit ediyoruz” diyor Ford.

Science Daily

Önerilir...

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d