Yıldızlar da Göç Eder

Samanyolu’ndaki yıldızların kimyasal yapısını inceleyen araştırmacılar yıldızların yaklaşık üçte birinin yörüngelerini değiştirdiğini keşfetti. Bu keşif bir yıldızın oluştuktan sonra gökada üzerindeki hareketini ele aldığı için ilginç sonuçlar doğuruyor.

gokada_goc
Yıldızların göç etmesini ele alan bu resimde kırmızı renkteki yıldız yörünge değiştirirken mavi yıldızın değiştirmemesi elementlerin dağılımıyla açıklanıyor. Rakamlar yörünge seviyelerini gösteriyor (Dana Berry/SkyWorks Digital, Inc.; SDSS collaboration).

New Mexico State Üniversitesi (NMSU) araştırmacıları Sloan Sayısallaştırılmış Gökyüzü Araştırması (Sloan Digital Sky Survey, SDSS) verilerini kullanarak Samanyolu’ndaki yıldızların üçte bir gibi büyük bir kısmının yörüngelerini değiştirdiğini belirledi.

Günümüzde birçok insan doğduğu yerden çok uzakta hayatını devam ettirmektedir. NMSU’dan astronomi doktora öğrencisi Michael Hayden: “Aynı şeyin yıldızların yaklaşık % 30’u için de geçerli olduğunu fark ettik. Yani yıldızlar doğdukları yörünge seviyesinden başka bir seviyeye göç etmekteler” diyor.

Bilim insanları Samanyolu’nun yeni haritasını oluşturmak için 4 yıllık süre içinde 100.000 yıldızı Apache Point Gözlemevi’ndeki 2,5 metrelik SDSS teleskopunun Galaktik Evrim Tarayıcısı (Apache Point Observatory Galactic Evolution Explorer, APOGEE) tayfölçerini kullandı.

Gökadamızın bu haritasını oluşturmanın en önemli anahtarı her yıldızın atmosferindeki maddenin ölçülmesidir. “Bir yıldızın kimyasal bileşimi onun soy ve yaşam öyküsü hakkında bilgi içerir” diyerek ekliyor Hayden.

tayf
Örnek bir element tayfı

Yıldızın yaydığı ışığı esas alarak oluşturulan tayf, kimyasal yapısını çözümler. Tayfların belirgin hatları belirli element ve bileşiklere karşılık gelir. Gökbilimciler bu tayf çizgilerine bakarak yıldızdaki kimyasal yapıyı okuyabilir.

NMSU’dan Prof. Jon Holtzman: “Yıldız tayfları gökadamızın kimyasal yapısının sürekli değiştiğini gösteriyor. Yıldızın çekirdeğinde oluşan ağır elementler yıldız öldüğünde sonraki yıldız nesillerine aktarılır” diyor.

“Kimyasal zenginleşme” diye adlandırılan bu süreç sonrasında her yıldız nesli bir öncekine göre daha fazla ağır element barındırır. Gökadanın bazı bölgelerinde yıldız oluşumları diğer bölgelere göre daha yüksek oranda gerçekleşmektedir. Bunlar daha dinç bölgelerdir. Yani ağır element oluşma miktarı gökadanın farklı bölgelerinde değişim gösterir. Gökbilimciler bir yıldızın üzerindeki ağır elementlere bakarak gökadanın hangi bölgesinde doğduğunu kestirebilir.

Hayden ve arkadaşları gökadadaki her yıldızda başta karbon, silisyum ve demir olmak üzere 15 farklı kimyasal öğe miktarını elde etmek için APOGEE verilerini kullandı. Sonuç ise şaşırtıcıydı: yıldızların % 30’u şu anki yörüngelerine başka bir yerden gelmişti.

Ekip, ayrıntılı element desenlerine bakarak gökada merkezinden çok uzak ya da yakın olan yıldızların bu hareketini radyal göç modeliyle açıklıyor. Bu hareket büyük olasılıkla gökadanın sarmal kolları ile galaktik disk arasındaki etkileşme nedeniyle beliren düzensizlikten kaynaklanmaktadır. Daha önce Güneş’e komşu yıldızların göç ettiği belirlenmişti ama ilk kez bu göçün gökada genelinde olduğu görüldü.

SDSS verileri açıkçası daha fazla keşiflere neden olabilir.

APOGEE baş araştırmacısı Steven Majewski: “Bu sonuçlara APOGEE’deki verilerin küçük bir yüzdesiyle ulaştık. Verilerin tamamını işlediğimizde gökadamızın kimyasal yapısını ve şeklini net olarak ortaya çıkarabileceğiz” diyor.

Science Daily

Önerilir...

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d