Month: Aralık 2009

  • Çarpışan Gökadalar

    Yeni bir görüntü NGC-6872 ve IC-4970 gökadaları arasında süren çarpışmayı üç farklı teleskopla elde edilen verilerin birleştirilmesiyle elde edildi: Chandra ile X-ışını görüntüsü, Spitzer ile kızılötesi görüntü ve ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile de görünür ışık (kırmızı, mavi ve yeşil dalga boylarında) ile alınan görüntü. Gökbilimciler gökadaların merkezlerinde süper kütleli karadelikler bulunduğunu düşünüyor.

  • Çok Uzaklardan Çok Parlak Bir Gökada

    Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir gökada NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu’nun dikkatinden kaçmadı. 15 Eylül’de başlayan şiddetli parlamalarla gökada, görünen evrendeki en parlak gama ışını kaynağı oldu.

    Gökbilimciler, 7.2 milyar ışık yılı uzaklıktaki Kanatlıat (Pegasus) takımyıldızındaki 3C-454.3 adlı aktif gökadanın bu görüntüsünü “muhteşem” olarak tanımladılar.

    İtalya’daki Nükleer Fizik Enstitüsü’nden Gino Tosti, gökada içindeki karadelikte her neler oluyorsa çok yüksek hızlarla jet fışkırmaları algıladıklarını ve ve olağanüstü parlamanın nedeninin bu jetler olduğunu vurguluyor.

  • Alkor’un Çifti Bulundu

    Büyükayı takımyıldızında çıplak gözle görünmeyen ve Alkor yıldızına eşlik bir yıldız olduğu keşfedildi. Keşfe göre Alkor’un eşi bir kırmızı cüce. Alkor iki Güneş kütleli olan genç bir yıldızdır. Büyük olmasından dolayı da ömrü daha kısadır. Ancak oldukça parlaktır. Büyükayı’daki Alkor ve onun yakınındakiler 500 milyon yıl önce aynı buluttaki maddeden oluşmuştur. Alkor yıldızı , Mizar ile birlikte aynı konumda yer alırlar. Galile’nin arkadaşlarından biri Mizar’ın aslında bir çift yıldı olduğunu keşfetti.

    Mizar-Alkor çifti tarihte askerlik mesleği için bir test aracı olarak kullanılmıştır. Günümüzdeki ışık kirliliği nedeniyle bunu algılamak çok güç.

  • Kozmik Işınlar Nereden Geliyor?

    Atmosferimiz uzaydan gelen parçacıklar tarafından sürekli bombardıman edilir. Bu gizemli parçacıklar henüz 100 yıl kadar tespit edildi. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelişen ve 10 yıllık bir geçmişe sahip yeni nesil teleskoplarla bu kozmik ışınların yapısı, nasıl oluştukları gibi sorulara yanıt aranmaya başlandı. Bu parçacıklar süpernovalar sayesinde hızlandığı ortaya çıkmıştır ancak tüm sorular yanıt bulmamıştır.

    Atmosferi izlemekle görevli Cherenkov teleskopları uzun zamandır kozmik ışınları izlemekte ve bu ışınlar hakkında gerekli bilgiyi toplamaktadır.

  • WISE Yola Çıkmaya Hazırlanıyor

    NASA, birçok yıldız, asteorid ve parlak gökadaların aralarında bulunduğu birçok kendini gizlemeyi başarmış nesneyi görüntüleyebilmek için yeni bir uzay aracını fırlatmaya hazırlanıyor. Geniş Alan Kızılötesi Tarayıcı Aracı (WISE) olarak adlandırılan aracın fırlatılması 24 saat ertelenince, fırlatma 12 Aralık Cumartesi günü Türkiye saatiyle 16:00 dolayında gerçekleşecek.

    Aracı sırtlayacak olan Delta 2 roketinde çarşamba günü küçük bir arız tespit edilince forlatma işlemi birgün sonraya bırakıldı.

  • CERN’de İlk Çarpışma Verileri Alındı

    Yapımı 20 yıl süren CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndan (LHC) ilk çarpışma sonuçları alınmaya başladı. 20 yıldır bugünü bekleyen fizikçilerin heyecanlanması ise gayet doğal. LHC’de ilk çarpışma geçtiğimiz hafta gerçekleşmişti. Çarpışmadan altı gün sonra ALICE ile ilk veriler alınmaya başlandı.

    ALICE gurubunda görevli fizikçilerden Dr. David Evans böylesine bir çalışma içerisinde yer almaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirtiyor. ALICE algılayıcısı saniyenin milyonda biri hassasiyette çalışmaktadır.

  • Karina’daki Trumpler-14 Kümesi

    Genç yıldız kümesi Trumpler-14’ün bir başka görüntüsü ESO tarafından yayınlandı. Görüntüde yıldızlar ve küme tüm güzelliğiyle ortaya çıkmış görünüyor. Görüntü ESO’nun Çok Büyük Teleskobuna (VLT) takılan Çoklu Uyarlamalı Optik Göstericisi (MAD) ile çekildi. Bu yardımcı araç ile atmosferin bulanıklık etkileri ortadan kaldırılıyor.

    Samanyolu’nun en etkileyici ve vahşi yıldızlarından olan Eta Karina’yı da barındıran Karina Bulutsusu, yapısında Trumpler-14 gibi genç yıldız kümelerini barındırır.

  • Gezegen mi Kahverengi Cüce mi?

    Princeton Üniversitesi’nden içinde gökbilimcilerin yer aldığı bir gurup bilim insanı, güneş benzeri bir yıldızın çevresinde dolanan en az bir gezegen olduğunu keşfettiler. Keşif doğrudan gözlem yoluyla yapıldı. Keşif Hawai’deki Subaru Teleskobu ile yapıldı ve önümüzdeki ocak ayında detayları açıklanacak.

    Bulunan nesne GJ 758 b olarak kodlanmış olan bir büyük gezegen veya yıldız olmayı başaramamış bir kahverengi cüce olabilir. Nesneye ilişkin ilk görüntüler mayıs ve ağustos aylarında alınmış.

  • Hareketsiz Spirit’ten Yeni Bir Keşif

    Mars’ta bir robot tarihteki Truva Savaşı’nda Yunanlıların bir şehri kuşattığı gibi kumlar tarafından kuşatıldı. Mars’ta görev yapan ikiz robotlardan Spirit 6 ay önce yumuşak ve pudra gibi ince kuma saplanmıştı. Robotun zaten bir tekerleği arızalıydı ve kurtarma çabaları sırasında da diğer tekeri arıza yapmıştı. Çabalar şimdiye kadar sonuç vermedi. Aksine ilk kurtarma operasyonlarında araç kuma daha fazla saplanınca iş içinden çıkılmaz hale gelmişti. Spirit’i kurtarma çabaları sürerken bir yandan da Mars yüzeyine ilişkin deneyler ve testler devam ettiriliyor.

  • Hubble’dan İris Bulutsusu

    NASA/ESA Hubble Uzay Teleskobu’ndan muhteşem bir NGC 7023 görüntüsü elde edildi. NGC 7023 Bulutsusu aynı zamanda İris Bulutsusu olarak adlandırılıyor. Bulutsu bir toz bulutunu andırmaktadır.

    Gökbilimciler için tozlu bölgeler hem görsel olarak güzel hem de sıkıntı vericidir. Çünkü bu tozlu yapının arkasını veya içini göremeyiz. Ancak bu tozlu yapılarda oluşan yeni yıldızlar sayesinde tozlu yapı görünür hale gelir. İris Bulutsusu’nun kuzeybatısını gösteren bu görüntüde tozlu yapı gözler önüne seriliyor.