ETH Zürih ve Zürih Üniversitesi’ndeki gökbilimciler diğer uluslar arası araştırmacılar ile birlikte yürüttükleri çalışma sonucunda Güneş çevresinde bol miktarda “görünmez” karanlık madde olduğunu tespit ettiler.

ETH Zürih ve Zürih Üniversitesi’ndeki gökbilimciler diğer uluslar arası araştırmacılar ile birlikte yürüttükleri çalışma sonucunda Güneş çevresinde bol miktarda “görünmez” karanlık madde olduğunu tespit ettiler.
APEX teleskobunu kullanarak, bir astronomlar ekibi şimdiye kadarki erken Evren’deki en güçlü yıldız oluşum patlamaları ile bugüne kadar ki bulunan en kütleli galaksiler arasındaki bağı buldular. Bu gökadalar on milyar ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır.
Bilim insanları uzunca bir süredir gökadamız çevresinde dolanan sönük cüce gökadaları keşfetmek için çaba gösteriyor. 18 Ocak’ta Keck II Teleskopu’nu kullanan gökbilimciler bu cüce gökadalardan birini keşfettiler. Uydu gökada, JVAS B1938+666 olarak kodlanan büyük kütleli gökadayı çekimsel mercek olarak kullanarak keşfedildi.
Uzak Evrende görünenlerin en büyüğü olan son derece sıcak, yüksek kütleli bir genç gökada kümesi, Şili’deki Atacama Çölü’nde ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT), NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemevi ve Atacama Evrenbilim Teleskobu’nu kullanan bir uluslararası ekip tarafından çalışılmıştır.
Ancak en güçlü ileri teknoloji ürünü teleskoplar ile uzaktaki düşük kütleli ve sönük yıldızlar kayıt edilebiliyor. İlk kez, mikro-mercekleme yöntemiyle M22 küresel küme içinde düşük kütleli yıldızı tespit edildi. Böylece bir küresel kümenin toplam kütlesinin karanlık maddeye gerek kalmadan açıklanabileceği ortaya koyuldu.
Tüm gökadalarda olduğu gibi Samanyolu’nda da karanlık madde denilen garip bir madde yer almaktadır. Yalnız kütle çekimiyle kendini ele veren karanlık madde aslında görünmez. Gökadamızı saran bu madde olmasaydı ve tüm gökadayı sarmasaydı yıldızlar hızla birbirlerinden farklı yönlerde hareket ederdi.
Bilimcilerden oluşan bir ekip Pandora Kümesi olarak adlandırılan Abell 2744 gökada kümesi üzerinde çalıştılar. Kümenin karmaşık ve şiddetli geçmişi yerdeki ve uzaydaki teleskopları kullanılarak çalışıldı. Abell 2744’ün dört ayrı gökada kümesinin eş-zamanlı çarpışması sonucu oluştuğu görülüyor.
ESA’nın Herschel Uzay Teleskopu yıldız oluşumunda gerekli olan ve gökada içine gaz ve tozu toplamak için fazla karanlık maddeye ihtiyaç duymayan toz diskinin çevresini sardığı gökada grubu keşfetti.
Çok uzakta bulunan gökadaların her biri 300 milyar güneş kütlesinde. Boyutları ise bilinen kuramların belirlediği sınırdan 10 kat daha büyük.
Büyük karadelikler ve karanlık maddenin büyük bir kısmı büyük kütleli gökadaların merkezlerinde bulunur. Bu bilgi karanlık maddenin aslında karadelikleri besleyip büyüttüğü hakkındaki tartışmalara yol açmıştı. Bütün gökadalar görünür kenarlarını kuşatan ve gökada kütlesine hakim olan karanlık maddeyle kaplıdır.
NASA’nın Hubble Uzay Teleskopu’nu kullanan gökbilimciler evrenin en gelişmiş karanlık madde haritasını yapmaya çalışıyor. Karanlık madde evrenin kütlesinin büyük bir kısmını oluşturan ve ne olduğu henüz anlaşılamamış bir maddedir.
Yeni gözlemler evrenin ilk yıllarındaki karanlık enerjinin rolünün ne olduğunu da ortaya çıkarabilecek.