Month: Şubat 2011

  • Yaşamı Etkileyen Başka Bir Etken

    Küçük kütleli yıldızlardaki gelgit etkisi, yaşam alanındaki gezegenlerde yaşamın oluşmasına engel olabilir. Şimdiye kadar gezegenin sıcaklığının ve atmosfer yapısının, yıldıza olan uzaklığa bağlı olduğu söyleniyordu. Heller ve ekibi, küçük kütleli yıldızların oluşturduğu gelgit etkisinin, yaşam alanıyla ilgili bilinenleri değiştirecek bir sonuca ulaştılar.

  • Asimetrik Süpernova Patlamaları

    Yıldızlar küre şeklinde olup, parlayan gaz toplarıdır. Bundan dolayı da bazı yıldızlar süpernova şeklinde patladığında savurdukları ateş toplarının çevreye küresel olarak yayılması gerektiği beklenebilir. Ancak son yapılan araştırma bu olayların bazılarının yuvarlak olmadığını açığa çıkardı. Veriler Calar Alto Gözlemevi’nde yapılan gözlemler sonucunda oluşturuldu.

  • Soğuyan Nötron Yıldızı Bilmecesi Çözüldü

    NASA’nın Chandra X-Işınları Teleskopu ile ilk kez bir nötron yıldızının çekirdeğindeki tuhaf ve sürtünmesiz madde akışı süper akışkanlar tarafından gerçekleştiği belirlendi. Bu keşif aynı zamanda yüksek yoğunluğa sahip bir maddenin atomları arasındaki çekirdek kuvvetini anlamaya da yardımcı olacak.

  • Ay’daki Suda Metal Var!

    Ay’daki suyu içmek için filtre gerekir. Ay’ın Güney Kutbu’na yakın bir kraterinin dibinde bulunan suda civa, magnezyum, kalsiyum ve gümüş gibi bazı metaller bulunuyor. Ay’daki zor şartlara karşılık suyun bulunması bilim insanları çok şaşırtmıştı. Çünkü en başta Ay’ın yok denilecek kadar ince olan atmosferi suyu tutamazdı.

  • Güneş Sisteminde Yeni Bir Gezegen mi?

    Kasım 2010’da Icarus adlı bir bilim dergisinde John Matese ve Daniel Whitmire adlı iki astrofizikçi Oort Bulutu’nda Jüpiter’den daha büyük olan bir cismin olduğunu ileri sürdüler. Araştırmacılar sözde gezegene “Tyhce” adını verdiler. Bunun için de WISE ile elde edilen verileri kanıt olarak gösterdiler.

  • MESSENGER Gözüyle Güneş Sistemi

    Başka bir dünyadan bakan göze göre Güneş Sistemimiz nasıl görünürdü? NASA’nın MESSENGER uzay aracı ile bu soruya yanıt vermek için bir çalışma yapıldı. Yeni çalışma, daha önce de Gezgin-1 aracının 1990 yılında yolladığı Dünya görüntüsüne ek olarak çekilen 34 görüntünün birleştirilmesiyle elde edildi.

  • Doğrudan Gözlemle Bulunan İki Gezegen Oluşum Diski

    İki farklı yıldızda ilk kez Güneş Sistemi boyutları içinde, Güneş-Neptün uzaklığından daha yakın bir konumda gezegen oluşum diskleri gözlendi. Şimdiye kadar ne yer teleskoplarıyla ne de uzay teleskoplarıyla yıldıza bu kadar yakın olan ayrıntılı gezegen diski gözlenmemişti.

  • Tiftikli Sarmal: NGC 2841

    Hubble Uzay Teleskopu ile NGC 2841 Gökadası’nın yeni bir görüntüsü elde edildi. Teleskop üzerindeki Geniş alan Kamerası-3 ile görüntüsü alınan gökada diğer sarmal gökadalara oranla en düşük yıldız oluşum hızına sahiptir. Bu özelliğiyle yıldız doğum oranları incelemesinde seçilen gökadalardan biridir.

  • Andromeda’nın Yıldız Diskleri

    Uluslararası bir gökbilim ekibi Samanyolu’na en yakın gökada olan Andromeda Gökadası’ndaki yıldız disklerini tanımladı. Hawai’deki Keck Teleskopu’nu kullanan gökbilimciler, gökadadaki parlak yıldız gruplarının hızlarını inceleyerek kalın diski oluşturan daha ince diskleri ve tarihini, bunların yükseklik ve kalınlıklarını ortaya çıkardı.

  • Görkemli M78 Bulutususu

    Parlak yıldızları nedeniyle aydınlanan M78 bulutsusunun merkez bölgesinin bu görüntüsü ESO’nun La Silla Gözlemevi’nde bulunan MPG/ESO 2.2 metrelik teleskopu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi ile elde edildi. Parlak yıldız ışığı bulutsudaki toz zerrecikleri nedeniyle saçıldığından mavi renkte görülüyor.