Amatör Teleskopla İlk Ötegezegen Avı

Yine bir gezegen keşfi, ama belki de yılın keşfi. Çünkü bulunan gezegen hem küçük bir teleskopla bulundu, hem de bulunan dünya benzeri bir gezegen.

Gökbilimciler bu keşfi amatör gökbilimcilerin de sıklıkla kullandığı 16 inçlik sekiz teleskopla gerçekleştirdi. Bu teleskoplara takılan CCD’lerle müthiş buluş gerçekleştirildi.

Amatör gökbilimcilerin kullandığı bu tip teleskoplara bir CCD takılarak dünya benzeri gezegen avı yapılabileceğini belirten David Charbonneau (CfA, MEarth projesi başkanı), yaptıkları bu proje gibi dünya genelinde de değişik projelerin hayata geçirilebileceğini belirtiyor.

Bir Güneş’in Sonunu İzlerken

Dünya’dan 550 ışık yılı uzaklıktaki güneş benzeri bir yıldız ölümünden önceki son yıllarını yaşıyor. Chi Cygni adlı kızıl dev yıldızın boyutları Mars’ı içine alacak şekilde büyüdü. Yıldız zonklamalar yaptığından alınan görüntülerde bu hareketlilik göze çarptı.

Paris Gözlemevi’nden Sylvestre Lacour Güneş’in 5 milyar yıl sonunda yaşayacağını gördüğümüzü vurguluyor. Chi Cygni her 408 günde bir zonklamaya uğruyor. Yıldızın büyüklüğü 480 milyon km ile 780 milyon km arasında değişiyor. Yıldız en büyük boyutuna ulaştığında ise bizim Asteorid kuşağını yutacak bölgeye kadar büyüyor.

Yakın Dünyalar’ın Keşfine Doğru

Ötegezegen avcısı olan gökbilimcilerden bir ekip Güneş’e yakın ve Güneş benzeri iki yıldızın çevresinde dolanan en fazla 5 ile 7.5 Dünya kütleli altı gezegen keşfettiler. Gezegenler Dünya kütlesine yakın ve bize yakın yıldızların çevresinde dolandığı için önem kazanıyor. Araştırmalar Kaliforniya Santa Cruz Üniversitesi (UCSC) ve Washington Carnegie Bilim Kurumu’ndaki araştırmacılar tarafından gerçekleştirildi.

UCSC’den Steven Vogt’a göre yaşanabilir dünyaların keşfi çok yakında birkaç yıl içinde gerçekleşebilecek.

Bu Karadelik Bize Sanılandan Daha Yakınmış

İlk kez bir karadeliğin Dünya’ya olan uzaklığı net bir şekilde ölçüldü. Gökbilimciler 7800 ışık yılı uzaklıktaki bir karadeliği matematiksel modellere gereksinim duymadan yakınındaki bir yıldızdan yayılan radyo dalgalarını ölçerek hesaplamayı başardılar.

Gökcisimlerinin uzaklıkları trigonometrik paralaks denilen yöntemle ölçülür. Bu yöntemde gökbilimciler Dünya’nın Güneş çevresinde dolanmasının sonucunda bir yıldızın konumundaki değişikliğini (yıllık kayma değeri) ölçer.

Iapetus’un Farklı Görüntüsünün Nedeni

Iapetus Satürn’ün en garip görünüşlü uydusu olarak bilinir. Uydu bu ünvana bir yüzünün kar gibi beyaz, diğer yüzünün ise kömür kadar siyah görünmesiyle kavuşmuştur.
2004 yılından bu yana Satürn yörüngesinde dolanan Cassini-Huygens uzay aracından alınan görüntülerle uydunun neden böyle tuhaf göründüğü araştırıldı. Çoğu gökbilimcinin inanmak istemediği bir kuram bile ortaya atıldı: Iapetus erken evrende oluşmuş olabilirdi.

Çarpışan Gökadalar

Yeni bir görüntü NGC-6872 ve IC-4970 gökadaları arasında süren çarpışmayı üç farklı teleskopla elde edilen verilerin birleştirilmesiyle elde edildi: Chandra ile X-ışını görüntüsü, Spitzer ile kızılötesi görüntü ve ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile de görünür ışık (kırmızı, mavi ve yeşil dalga boylarında) ile alınan görüntü. Gökbilimciler gökadaların merkezlerinde süper kütleli karadelikler bulunduğunu düşünüyor.

Çok Uzaklardan Çok Parlak Bir Gökada

Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir gökada NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu’nun dikkatinden kaçmadı. 15 Eylül’de başlayan şiddetli parlamalarla gökada, görünen evrendeki en parlak gama ışını kaynağı oldu.

Gökbilimciler, 7.2 milyar ışık yılı uzaklıktaki Kanatlıat (Pegasus) takımyıldızındaki 3C-454.3 adlı aktif gökadanın bu görüntüsünü “muhteşem” olarak tanımladılar.

İtalya’daki Nükleer Fizik Enstitüsü’nden Gino Tosti, gökada içindeki karadelikte her neler oluyorsa çok yüksek hızlarla jet fışkırmaları algıladıklarını ve ve olağanüstü parlamanın nedeninin bu jetler olduğunu vurguluyor.

Alkor’un Çifti Bulundu

Büyükayı takımyıldızında çıplak gözle görünmeyen ve Alkor yıldızına eşlik bir yıldız olduğu keşfedildi. Keşfe göre Alkor’un eşi bir kırmızı cüce. Alkor iki Güneş kütleli olan genç bir yıldızdır. Büyük olmasından dolayı da ömrü daha kısadır. Ancak oldukça parlaktır. Büyükayı’daki Alkor ve onun yakınındakiler 500 milyon yıl önce aynı buluttaki maddeden oluşmuştur. Alkor yıldızı , Mizar ile birlikte aynı konumda yer alırlar. Galile’nin arkadaşlarından biri Mizar’ın aslında bir çift yıldı olduğunu keşfetti.

Mizar-Alkor çifti tarihte askerlik mesleği için bir test aracı olarak kullanılmıştır. Günümüzdeki ışık kirliliği nedeniyle bunu algılamak çok güç.

Kozmik Işınlar Nereden Geliyor?

Atmosferimiz uzaydan gelen parçacıklar tarafından sürekli bombardıman edilir. Bu gizemli parçacıklar henüz 100 yıl kadar tespit edildi. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelişen ve 10 yıllık bir geçmişe sahip yeni nesil teleskoplarla bu kozmik ışınların yapısı, nasıl oluştukları gibi sorulara yanıt aranmaya başlandı. Bu parçacıklar süpernovalar sayesinde hızlandığı ortaya çıkmıştır ancak tüm sorular yanıt bulmamıştır.

Atmosferi izlemekle görevli Cherenkov teleskopları uzun zamandır kozmik ışınları izlemekte ve bu ışınlar hakkında gerekli bilgiyi toplamaktadır.

WISE Yola Çıkmaya Hazırlanıyor

NASA, birçok yıldız, asteorid ve parlak gökadaların aralarında bulunduğu birçok kendini gizlemeyi başarmış nesneyi görüntüleyebilmek için yeni bir uzay aracını fırlatmaya hazırlanıyor. Geniş Alan Kızılötesi Tarayıcı Aracı (WISE) olarak adlandırılan aracın fırlatılması 24 saat ertelenince, fırlatma 12 Aralık Cumartesi günü Türkiye saatiyle 16:00 dolayında gerçekleşecek.

Aracı sırtlayacak olan Delta 2 roketinde çarşamba günü küçük bir arız tespit edilince forlatma işlemi birgün sonraya bırakıldı.