Ay’a üstünkörü bakınca bir golf topuna benzetilebilir. Yüzeyindeki oyuklar uydumuzun tarihsel geçmişinin büyük bir bölümünde asteroit ve kuyrukluyıldız çarpışmalarına uğradığını gösteren izlerdir. Ay’ın büyük ölçüde bozulmadan kalmış bu yapısı bilim insanlarına iç güneş sisteminin karmaşık oluşumu hakkında da bilgi verir.
Brown Üniversitesi’nden gezegen jeologlarının başını çektiği bir ekip iç güneş sisteminin 4 milyar yıl önceki tanımlayabilmek için Ay’ın büyük kraterlerine ilişkin kapsamlı bir katalog hazırladı. Ekip bunun için Ay Yörünge Keşif Aracı’ndaki (Lunar Reconnaissance Orbiter-LRO) Lazer Yükseklikölçer (Lunar Orbiter Laser Altimeter) aletinden yararlanarak çapı 20 km’ye ulaşan büyük 5185 krateri haritada işaretledi.
Buna göre Ay’ın en yaşlı bölgeleri güney kutbuna yakın bölgesi ve kuzey kutbu merkezi olduğu saptandı. Ay’ın güney kutbundaki Aitken Havzası’nın en yaşlı havza olduğu, buradan alınacak örneklerin güneş sistemiyle ilgili sorulara yanıt verebileceği ifade ediliyor.
Gezegen Jeologu James W. Head III, “Bize güneş sisteminin bebekliği hakkında bir şeyler söylüyor. Şu an bulabildiğimiz ve ileride yeni görevler ve yeni robotlarla öğrenebileceğimiz çok fazla bilgi olduğu açıktır” diyor.
Burada yaşan bombardımanın büyük bir kısmı güneş sisteminin erken dönemlerinde yaşanmıştır. Yıllar içerisinde gerçekleşen çarpışmaların nedeni olan büyük ya da küçük nesnelerin arasındaki oran “büyüklük-frekans” dağılımı ile belirleniyor.
2005 yılında bu konuda önemli bir gelişme yaşandı. Arizona Üniversitesi’nden jeolog Robert Strom büyük-küçük nesne çarpışmaları arasındaki ayrımın ilk 1 milyar içinde sonuçlandığını ileri süren bir kuram geliştirdi. Brown ekibinin çalışması ise bu kurama gerekli desteği sağlıyor. Araştırmacılar havzaların lav akıntıları ile oluştuğunu ve bu havzalarda büyük cisimlerin çarpışması sonucunda kraterlerin oluştuğunu belirtiyorlar. Araştırmacılar eski yüzeylerde (Ay’ın dağlık yerlerinde) çarpışma izlerini gösteren kraterler bulundu. Ekip ilk olarak 3.8 milyar yıl önce büyük nesnelerin çarpışmalarının yerini küçük nesnelere bıraktığı zamanda oluşmuş olan Orientale Havzası’nı inceledi.
Brown ekibinden Caleb Fassett’e göre, Orientale Havzası iç güneş sisteminde gerçekleşen olaylar hakkında merak edici bir dizi sorunun oluşmasına neden oldu.
“Biz asteroit kuşağının 3.5 milyar yıl önce çarpışmaların sonucunda oluştuğunu biliyoruz. Ancak güneş sisteminin daha eski tarihi tamamıyla farklıdır. Bu asteroit kuşağına daha farklı bir etkinin var olduğunu gösterir. Bu etkinin ne olduğunu ise henüz bilmiyoruz” diyor Fassett.
Bilim insanları buradaki etkinin Jüpiter ve Satürn gezegenlerinin arasında giren bol miktardaki kuyrukluyıldızın ve dev gezegenlerin asteroit bölgesine uyguladığı yüksek kütle çekim kuvvetinin ya da başka bir şeyin etkili olduğunu düşünüyor.
LRO’nun Lazer Yükseklikölçer aleti 10 cm’lik dikey hassasiyetle 25 metrelik aralıklarla Ay yüzeyine ışın gönderir.
Gezegen jeologu Maria Zuber: “Ayın topografik ölçümleri daha önce de yapılmıştı. Ancak şimdi daha yüksek duyarlılıkla ölçümler tekrarlanıyor” diyor.
Kaynak: Science Daily