• Karina’daki Trumpler-14 Kümesi

    Genç yıldız kümesi Trumpler-14’ün bir başka görüntüsü ESO tarafından yayınlandı. Görüntüde yıldızlar ve küme tüm güzelliğiyle ortaya çıkmış görünüyor. Görüntü ESO’nun Çok Büyük Teleskobuna (VLT) takılan Çoklu Uyarlamalı Optik Göstericisi (MAD) ile çekildi. Bu yardımcı araç ile atmosferin bulanıklık etkileri ortadan kaldırılıyor.

    Samanyolu’nun en etkileyici ve vahşi yıldızlarından olan Eta Karina’yı da barındıran Karina Bulutsusu, yapısında Trumpler-14 gibi genç yıldız kümelerini barındırır.

  • Gezegen mi Kahverengi Cüce mi?

    Princeton Üniversitesi’nden içinde gökbilimcilerin yer aldığı bir gurup bilim insanı, güneş benzeri bir yıldızın çevresinde dolanan en az bir gezegen olduğunu keşfettiler. Keşif doğrudan gözlem yoluyla yapıldı. Keşif Hawai’deki Subaru Teleskobu ile yapıldı ve önümüzdeki ocak ayında detayları açıklanacak.

    Bulunan nesne GJ 758 b olarak kodlanmış olan bir büyük gezegen veya yıldız olmayı başaramamış bir kahverengi cüce olabilir. Nesneye ilişkin ilk görüntüler mayıs ve ağustos aylarında alınmış.

  • Hareketsiz Spirit’ten Yeni Bir Keşif

    Mars’ta bir robot tarihteki Truva Savaşı’nda Yunanlıların bir şehri kuşattığı gibi kumlar tarafından kuşatıldı. Mars’ta görev yapan ikiz robotlardan Spirit 6 ay önce yumuşak ve pudra gibi ince kuma saplanmıştı. Robotun zaten bir tekerleği arızalıydı ve kurtarma çabaları sırasında da diğer tekeri arıza yapmıştı. Çabalar şimdiye kadar sonuç vermedi. Aksine ilk kurtarma operasyonlarında araç kuma daha fazla saplanınca iş içinden çıkılmaz hale gelmişti. Spirit’i kurtarma çabaları sürerken bir yandan da Mars yüzeyine ilişkin deneyler ve testler devam ettiriliyor.

  • Hubble’dan İris Bulutsusu

    NASA/ESA Hubble Uzay Teleskobu’ndan muhteşem bir NGC 7023 görüntüsü elde edildi. NGC 7023 Bulutsusu aynı zamanda İris Bulutsusu olarak adlandırılıyor. Bulutsu bir toz bulutunu andırmaktadır.

    Gökbilimciler için tozlu bölgeler hem görsel olarak güzel hem de sıkıntı vericidir. Çünkü bu tozlu yapının arkasını veya içini göremeyiz. Ancak bu tozlu yapılarda oluşan yeni yıldızlar sayesinde tozlu yapı görünür hale gelir. İris Bulutsusu’nun kuzeybatısını gösteren bu görüntüde tozlu yapı gözler önüne seriliyor.

  • Fermi Teleskobu’ndan Mikrokuasar İncelemesi

    Gökbilimciler Kuğu X-3’den yayılan yüksek enerjili gama ışınının ikili bir sistem tarafından oluştuğunu gösterdi. Sistemin üyelerinden biri olan büyük yıldız, yakınındaki bir nesnenin–nötron yıldızı veya karadelikde olabilir- etkisinden dolayı uzaya ışık hızının yarısı hızda radyo dalgası yayıyor.

    Gökbilimciler bu tür nesneleri mikro kuasar olarak adlandırır. Bu tür nesneler merkezlerinde süper kütleli karadelik olan uzak gökadaların ve blazarların küçük bir kopyaları gibi çok güçlü radyo dalgalarını yüksek hızda yayınlarlar.

  • Titan’ın Çöl ve Göl Kutupları

    Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan’daki metan gazının kuzey ve güney yarıküre üzerindeki dengesiz bir şekilde dağılmış bulunuyor. Gökbilimciler bu durumu uyduda Dünya’dakine benzer bir iklim değişimi olduğunu belirterek açıklıyor. NASA’nın Cassini aracı 2004’ten bu yana Satürn Sistemi hakkında bilgi topluyor. Özellikle de Titan ile ilgileniyor. Titan’ın kuzey yarıküresinde güney yarıküresine göre 20 kat daha fazla metan gazı bulunduğunu da, Cassini’nin SAR kısa adlı radarı belirledi.

  • Terzan 5 Yıldız Kümesi

    Gökadamızın Terzan 5 olarak adlandırılan yıldız kümesinin ayrıntıları ESO tarafından ortaya çıkarıldı. Kümeyi şişkin ve kalın bir toz bulutu kapatıyor. Bulut içerisindeki binlerce yıldızı adeta örtüp bizden gizlemeye çalışıyor. Bulutun bir genç gökada kalıntısı olduğu ancak Samanyolu’na karıştığı düşünülüyor. ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile Terzan 5’in tahmin edildiği gibi büyük bir küme olduğu ve Samanyolu’na sonradan katıldığı belirlendi.

  • Spitzer’den En Genç Kahverengi Cüce Keşfi

    NASA’nın Spitzer Uzay Teleskobu en genç kahverengi cüceyi keşfetti. Kahverengi cüceler ne gezegen ne de yıldız sınıfına alınırlar. Gezegen olmaları için fazla büyük ve sıcaktırlar. Yıldız olmaları da mümkün değil, çünkü yıldızlara göre daha soğuk ve daha küçüktürler. Peki bu nesneler nasıl oluşmuştur?

    Kahverengi cüceler, yıldız ve gezegenleri oluşturan aynı toz ve gaz bulutlarından oluşur.

  • Ters Sistem:HAT-P-7

    2008 yılında keşfedilen HAT-P-7 b gezegeninin, yıldızına göre ters yönde dolandığı belirlendi. Gezegenin yörüngesinin ise yıldızın ekvatoruna göre 86 derece eğik olduğu hesaplandı.

    1995 yılında başlayan ötegezegen keşifleriyle bugün Güneş Sistemi dışında 403 gezegen keşfettik. Üstelik bu gezegenlerin çok büyük bir kısmı Dünya üzerindeki gözlemevlerinde bulunan teleskoplarla keşfedildi. Bu teleskoplarla yalnız gezegen keşfi değil, aynı zamanda bulunan gezegenlere ilişkin detaylı bilgilere de ulaşılabiliyor. Bu gezegenlerin tamamı pek doğaldır ki Samanyolu Gökadamız içerisinde yer alıyor.

  • Geçmişte Mars

    Mars üzerinde yapılan yeni bir çalışmaya göre Mars yüzeyinde bir zamanlar bir okyanus bulunuyordu. Çalışma ABD’deki Kuzey İllinois Üniversitesi’nce geliştirilen bir bilgisayar programı ile gerçekleştirildi. Çalışmaya göre bilinen vadilerin uzunluğu geçmişte şimdikinden en az 2-3 kat daha uzun olmalı. Okyanus Mars’ın kuzey yarımküresinin büyük bir kısmını kaplıyor. Geçmişte bu bölge bol yağış almaktaydı. Mars’taki nehir yapıları dünyadakilerle benzerlik gösteriyor. Bu da Mars’ın bir zamanlar gerçekten sıcak olduğunu gösteriyor. Yüzeyde suyu tutabilecek kadar sıcak.