Jüpiter’deki Çarpışmalar ve Sonrası

Jüpiter’deki Çarpışmalar ve Sonrası

Titanik boyutlarında bir asteroitin 19 Temmuz 2009’da Jüpiter’e çarpması sonucunda dev gezegenin atmosferinde iz oluştu.

Çarpma sonucunda üç kızılötesi teleskopla elde edilen veriler ışığında atmosferin sıcaklığı ve kimyasal yapısının ne ölçüde etkilendiği belirlendi. Peki bir sonraki çarpışma ne zaman olacak?

Jüpiter’in Kayıp Kuşağı Geri Dönüyor

Jüpiter’in Kayıp Kuşağı Geri Dönüyor

Yeni NASA görüntüleri Jüpiter’in kayıp kuşağının geri gelmeye başladığını gösteriyor. Bu yeni gözlemler ile Jüpiter’in rüzgar ile bulutlar arasındaki etkileşim daha iyi anlaşılabilecek. NASA’nın Kızılötesi Teleskop Birimi, Keck ve Gemini Gözlemevleri ile Jüpiter’deki kaybolan karanlık şeridin artık yerini almaya başladığı belirlendi.

Hubble Gözüyle Jüpiter’de Olup Bitenler

Hubble Gözüyle Jüpiter’de Olup Bitenler

Hubble Uzay Teleskopu 3 Haziran’da Jüpiter’de görülen sıra dışı parlamanın nedenini buldu. Parlamanın nedeni Jüpiter’in üst atmosferindeki bulutlarda yanan dev bir meteor. Boş uzaydan Jüpiter’e ne olduğunu anlayamadan düşen meteor daha atmosferin üst katmanlarındaki bulutlarla çarpışır çarpışmaz alev aldı.

Jüpiter’de Bir Çarpışma Daha

Jüpiter’de Bir Çarpışma Daha

Jüpiter’de 3 Haziran günü bir çarpışma daha gerçekleşti. Çarpışma eş zamanlı olarak Gökbilim üzerine yayınlanan Astronomy Dergisi’ne zaman zaman çektiği gezegen görüntüleriyle katkıda bulunan Filipinlerden Christopher Go ve Avustralya’dan Amatör Gökbilimci Anthıny Wesley tarafından fark edildi.

Jüpiter’e Çarpan Neydi?

Jüpiter’e Çarpan Neydi?

İspanya’da başını Prof. Agustín Sánchez Lavega’nın çektiği gezegen bilimcilerinden oluşan bir ekip Jüpiter’e Geçtiğimiz Temmuz ayında çarpan cisimle ilgili son araştırma sonucunu yayınladılar. Çarpışma 19 Temmuz 2009’da Avustralyalı Amatör Gökbilimci Athony Welsey tarafından keşfedilmişti.

Jüpiter’in Kayıp Kuşaklarının Sırrı

Jüpiter’in Kayıp Kuşaklarının Sırrı

Güneş Sistemi’nin dev gezegeni Jüpiter’de oluşan değişim geçtiğimiz hafta haberlere yansımıştı. Gezegenin görünür durumdaki iki ana bulut kuşakları bir anda yok olmuş ve bunu ilk kez bir amatör gökbilimci keşfetmişti. Gezegenin Güney Ekvator Kuşağı’nda bulunan kahverengi renkteki iki bulut bantı ortadan kaybolmuştu.

Jüpiter’in Gizemi

Jüpiter’in Gizemi

NASA’nın Jüpiter’e yolladığı Galileo aracı 1995 yılında ulaştığı gezegen ile ilgili gökbilimcileri şaşırtan veriler yollamaya başladı. Bunların başında da Jüpiter’de öngörülmeyen şekilde helyum ve neon gazlarının az olması gelir. Yeni gerçekleştirilen benzetimler ile bir sır perdesi aralanmaya çalışılıyor.

Büyük Kırmızı Leke Gözlem Altında

Büyük Kırmızı Leke Gözlem Altında

ESO’nun VLT’si başta olmak üzere 3 farklı teleskopla Jüpiter’deki Büyük Kırmızı Nokta üzerine bugüne kadar hiç yapılmamış hassasiyette bir çalışma yapıldı. Çalışmayla dev gezegendeki kırmızı lekenin rengini oluşturan sıcaklık, basınç ve rüzgarıyla dev fırtınanın yapısı açığa çıkarıldı.

Dev Uydulara Yönelik Haritalama Çalışması

Dev Uydulara Yönelik Haritalama Çalışması

Güneş sistemi’ne yönelik çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Satürn’ün çevresinde dolanan Cassini Uzay Aracının verileri ışığında Titan’ın ekvator kısmında bir bölgenin haritası çıkarıldı. Bir başka haber de Jüpiter’in uydusu Ganymade ile ilgili. Güneş Sistemi’nin bu en büyük uydularına ilişkin iki harita çalışması. Titan Dünya’ya benzer yapısıyla (kalın azot atmosferi ve yüzeyde sıvı halde bulunan hidrokarbonları ile) ve Ganymade ise buzlu yapısıyla boy gösteriyor. Uyduların yüzey haritalama işlemi bilim insanlarına gökcisimlerinin jeolojik yapısını ve nasıl oluştukları hakkında bilgi verebilecek.