Heykeltıraş’ın En Ayrıntılı Görüntüsü
Karşınızda NGC 253 ya da diğer adıyla Heykeltıraş gökadası. Avrupa Güney Gözlemevinin Çok Büyük teleskopunu (ESO’nun VLT’si) kullanan gökbilimciler, bu yakın gökadayı binlerce renkte gözlediler. Muazzam miktarda veriler elde ederek, Heykeltıraş’ın içindeki yıldızların yaşamlarının bir anlık görüntüsünü oluşturdular.

“Gökadalar, hâlâ anlamakta zorlandığımız inanılmaz derecede karmaşık sistemlerdir” diyor ESO araştırmacısı Enrico Congiu. Yüz binlerce ışık yılı genişliğe ulaşan gökadalar son derece büyüktür, ancak evrimleri çok daha küçük ölçeklerde yaşananlara bağlıdır. “Heykeltıraş gökadası tatlı bir noktada” diyor Congiu. “İçyapısını çözebileceğimiz ve yapıtaşlarını inanılmaz ayrıntılarla inceleyebileceğimiz kadar yakın ve aynı zamanda onu bütün bir sistem olarak görebileceğimiz kadar büyük.”
Bir gökadanın yapı taşları (yıldızlar, gaz ve toz) farklı renklerde ışık yayar. Bu nedenle, bir gökadanın görüntüsünde ne kadar çok renk tonu varsa, onun iç işleyişi hakkında o kadar çok şey öğrenebiliriz. Bilindik görüntüler yalnızca bir avuç renk içerirken, bu yeni görüntü binlerce renk içeriyor. Bu, gökbilimcilere yaşları, bileşimleri ve hareketleri gibi yıldızlar, gaz ve toz hakkında bilmeleri gereken her şeyi anlatıyor.
11 milyon ışık yılı uzaklıktaki ve NGC 253 olarak da bilinen Heykeltıraş gökadasının bu haritasını oluşturmak için araştırmacılar, ESO’nun VLT’sindeki Çok Üniteli Tayfölçerli Kâşif (MUSE) cihazıyla 50 saatten fazla gözlem yaptı. Ekibin, yaklaşık 65.000 ışık yılı genişliğindeki bir gökada alanını kapsayacak şekilde 100’den fazla pozu bir araya getirmesi gerekiyordu.
Almanya’daki Heidelberg Üniversitesinden ortak yazar Kathryn Kreckel’e göre bu, haritayı etkili bir araç haline getiriyor: “Yıldızların neredeyse tek tek yıldızların ölçeğinde oluştuğu bireysel bölgeleri incelemek için yakınlaştırabiliriz, ancak aynı zamanda gökadayı bir bütün olarak incelemek için de uzaklaşabiliriz.”

Ekip, verilerin ilk analizinde Heykeltıraş gökadasında Güneş benzeri yıldızların ölmesinden kaynaklanan gaz ve toz bölgeleri olan yaklaşık 500 gezegenimsi bulutsuyu ortaya çıkardı. Heidelberg Üniversitesinde doktora öğrencisi olan ortak yazar Fabian Scheuermann bu sayıyı bağlamına oturtuyor: “Galaktik komşuluğumuzun ötesinde, genellikle gökada başına 100’den az bulutsu görebiliyoruz.”
Gezegenimsi bulutsuların özellikleri nedeniyle, mesafe belirteçleri olarak kullanılabilirler. ABD’deki Ohio Eyalet Üniversitesinde profesör ve çalışmanın ortak yazarı olan Adam Leroy: “ Gezegenimsi bulutsuları bulmak, gökadaya olan mesafeyi doğrulamamızı sağlar; gökadanın geri kalan çalışmalarının dayandığı kritik bir bilgi parçasıdır” diyor.
Haritayı kullanan gelecekteki projeler, gazın nasıl aktığını, bileşimini nasıl değiştirdiğini ve bu gökadanın her yerinde yıldızları nasıl oluşturduğunu araştıracak. Congiu, “Böylesine küçük süreçlerin, boyutu binlerce kat daha büyük olan bir gökada üzerinde nasıl bu kadar büyük bir etkiye sahip olabileceği hâlâ yanıt bekleyen bir soru” diyor.