Karides Bulutsusu’nda Pişen Genç Yıldızlar

Bu yeni görüntüde görülen parıldayan karmaşık gaz bulutları Karides Bulutsusu takma adlı dev bir yıldız doğumevini meydana getiriyor. ESO’nın Şili’deki Paranal Gözlemevi’nde bulunan VLT Tarama Teleskopu kullanılarak elde edilen bu görüntü bu nesnenin belki de şimdiye kadarki en net görünüşüdür. Burada yeni doğan sıcak yıldızların bulutsuyu oluşturan bulutlar arasındaki kümelenmeleri de gözler önüne seriliyor.

Parıldayan karmaşık gaz bulutları Karides Bulutsusu takma adlı dev bir yıldız doğumevini meydana getiriyor. (ESO, Martin Pugh)

Yeryüzünden yaklaşık 6000 ışık-yılı uzaklıkta, Akrep takımyıldızı doğrultusunda yer alan bulutsu, resmi adıyla IC 4628 olarak bilinir ve burası gazlar ve karanlık toz bulutlarıyla dolu dev bir bölgedir. Bu gaz bulutları yıldız-oluşum bölgeleridir, burada parlak genç yıldızlar meydana gelirler. Görünür ışıkta, bu yıldızlar mavi-beyaz renkli olarak görünürler, ancak tayfın diğer kısımlarında da yoğun olarak ışıma yaparlar — çoğunlukla mor-ötesi bölgede [1].

Yıldızlardan yayılan bu mor-ötesi ışık sayesinde gaz bulutları parlak görünümlerini alırlar. Bu yoğun ışıma elektronları hidrojen atomlarından kopartarak, tekrar geriye dönmelerini sağlar ve bunun sonucunda bir ışık türü salınır. Bu süreç meydana geldiğinde her bir kimyasal element kendine özgü bir ışık salmaktadır, hidrojen için baskın renk kırmızıdır. IC 4628 HII bölgesine iyi bir örnek teşkil etmektedir [2].

Bulutsunun geniş ölçekteki görüntüsü. (ESO, Martin Pugh)

Karides Bulutsusu yaklaşık olarak 250 ışık-yılı genişliğindedir ve gökyüzünde dolunaydan dört kat daha geniş bir alanı kaplamaktadır. Bu dev boyutlarının yanında sönük ve çoğunlukla insan gözünün duyarlı olmadığı dalgaboylarında ışık yaydığından gözlemciler tarafından gözden kaçırılmaktadır. Bulutsu ayrıca Gum 56 olarak da bilinir, Avustralyalı gökbilimci Colin Gum 1955 yılında HII bölgelerinin bir kataloğunu yayınlamıştır.

Gökyüzünün bu bölgesinde geçtiğimiz birkaç milyon yıl içerisinde hem tekil hem de kümelerde birçok yıldız meydana gelmiştir. Burada görüntünün çoğunluğu boyunca yayılmış Collinder 316 adlı geniş bir yıldız kümesi yer almaktadır. Bu küme çok daha büyük oldukça sıcak ve parlak yıldızlar topluluğunun bir parçasıdır. Ayrıca görünür olan birçok karanlık yapı ve boşluklar, yıldızlar-arası madde ile birlikte yakındaki sıcak yıldızların güçlü rüzgarlarıyla dışarıya doğru sürüklenmektedir.

Bu görüntü ESO’nun Şili’deki Paranal Gözlemevi’nde bulunan VLT Tarama Teleskopu (VST) ile alınmıştır. VST gökyüzünü görünür bölgede taramak için tasarlanan dünyanın en büyük teleskopudur. Son teknoloji ürünü 2.6 metrelik teleskopun üzerinde, birlikte 268-megapiksel görüntüler oluşturan 32 adet CCD dedektörüne sahip OmegaCAM adlı bir kamera bulunmaktadır. Bu 20 000 piksel-genişliğindeki iki görüntünün birleşimi olan mozaik, ESO tarafından şimdiye kadar yayınlanan en büyük tekil görüntülerden biridir.

Bulutsunun farklı bölgelerinin yakın alan görüntüleri. (ESO, Martin Pugh)

Bu görüntü VPHAS+ olarak adlandırılan, VST’nin gücü kullanılarak genç yıldızlar ve gezegenimsi bulutsular gibi yeni nesnelerin arandığı, Samanyolu’nun geniş bir kısmını tarayan, detaylı halka açık taramanın bir kısmını da oluşturmaktadır. Tarama programı ayrıca yukarıdaki gibi birçok parıldayan yıldız oluşum bölgesinin şimdiye kadarki en iyi görüntülerini sağlamaktadır.

Oldukça keskin VST görüntüleri, 32 ve 13 santimetrelik teleskoplarla Avustralya’dan gözlem yapan deneyimli amatör bir gökbilimci olan Martin Pugh tarafından diğer filtrelerle gözlenen yüksek kaliteli görüntüleri de içeren gözlemleri bir adım daha öteye taşıdı [3].

Bu basın bülteni bir dönüm noktası niteliğindedir — ESO tarafından 1000. basın bülteni özelliği taşımaktadır. İlki 1985 yılının sonlarında Halley Kuyrukluyıldızı’nı konu edinmişti. Şu anda tüm bültenler çevrimiçi olarak kullanıma açılmıştır.

Notlar

[1] Bu korunmasız haldeki insan derisini çok fazla maruz kalındığında yakan doğrudan güneş ışığıyla aynı türden bir ışımadır. Ancak Yeryüzü’nün atmosfer tabakaları yüzeydeki yaşamı çoğu mor-ötesi ışınımdan korur ve sadece daha uzun dalgaboyları (300 ve 400 nanometre arasındakiler) yeryüzüne ulaşırlar ve insan derisinin bronzlaşma ya da yanmasına neden olurlar.

[2] Gökbilimciler iyonlaşmış hidrojen için “HII” (H iki) , ve hidrojen atomu için “HI” terimlerini kullanırlar. Bir hidrojen atomu bir protona bağlı olan bir elektrondan oluşur,  iyonlaşmış bir gazda, atomlar serbestçe hareket eden elektronlar ve pozitif iyonlardan oluşurlar —  bu durumda pozitif iyonlar sadece tekil protonlardır.

[3] Bu nesne ile ilgili ayrıntılı gözlemler Martin Pugh’un bilgi sayfasında bulunabilir.

ESO-Türkiye (Arif Solmaz, Çağ Üniversitesi – Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi, Mersin)

Önerilir...

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d