Süper Süpernovaya Yeni Halkalar

Diğerlerine göre parlak,  mavi ve biraz garip. Geçenlerde Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde (California Institute of Technology, kısaca Caltech) gökbilimcilerden oluşan bir ekip yıldız patlamasının yeni bir türüne ait yeni örnekler keşfetti. Kozmosta görüntülenen süpernovanın yeni bir türü olan bu parlak nesneler, yıldız oluşumları ve erken evrenin oluşumu hakkındaki sorulara aranan yanıtlar için yardımcı olabilir.

Caltech’te görevli bilim insanlarından ekip lideri Robert Quimby: “Daha önce bilinmeyen süpernovanın yeni türü hakkında bilgi ediniyoruz” diyor. Gökbilimcileri şaşırtan ve yeni bir süpernova türü olduğu sonucunu çıkaran araştırma önceden bilinen iki süpernovaya ek olarak yeni keşfedilen dört yeni patlamaya dayanıyor.

Quimby 2007 yılında Teksas Üniversitesi’nde lisansüstü öğrencisiyken en parlak süpernova keşfini gerçekleştirerek ilgiyi üzerinde toplamıştı. Bu süpernovalar güneşten 100 milyar, diğer süpernovalardan ise 10 kat daha parlaktır. Keşfedilen ve Dubbed 2005ap adı verilen süpernova biraz tuhaftı. Süpernovaya ilişkin alınan tayf ölçümleriyle onun tahmin edilenden daha uzakta olduğu ortaya çıktı. Aynı zamanda süpernova patlamalarında görülen hidrojenin izine bu süpernovalarda rastlanmadı.

Hubble Uzay Teleskopunu kullanan gökbilimciler daha önce de SCP 06F6 olarak adlandırılan gizemli bir süpernovayı keşfetmişti. Bu süpernova 2005ap’e benzememesine karşılık farklı bir tayfı olduğu belirlenmişti.

Ekip dört yeni süpernovayı Palomar Gözlemevi’ndeki 1.2 metrelik Samuel Oschin Teleskopla keşfettiler. Quimby bu süpernovaların dört yıl önceki 2005ap süpernovasıyla benzerlik taşıdığını fark etti.  Daha sonra da tayfları çizildi. “Çok güzel bir geri dönüş oldu” diyor Quimby.

Sonuçta gözlenen toplam altı süpernovanın aynı tür olduğu ve tayflarının parlak ve çok mavi dalga boyunda olduğu belirlendi.

Quimby, 2005ap ile SCP 06F6 süpernovaları arasındaki farklılığın uzaklıktan kaynaklandığını düşünüyor. 2005ap 3 milyar uzaklıkta iken SCP 06F6 ise 8 milyar ışık yılı uzaklıktadır. Daha uzakta yer alan süpernovalarda evrenin genişlemesine bağlı kırmızıya kayma oranı daha fazla olacağından bu süpernovalarda yaydığı ışığın dalga boyunu uzatan ve bu nedenle tayfı değişen bir durum söz konusudur.

2005ap ve SCP 06F6’ya benzeyen dört yeni süpernova ise orta uzaklıkta olup eksik bilgiyi tamamlayabilirler.

Gökbilimciler şimdi bu süpernovalarla ilgili bazı bilgiler elde etmiş olsalar da çoğu soru henüz yanıtını bulamadı. “Daha önceki modellerle açıklanamayan yepyeni bir süpernova sınıfıyla karşı karşıyayız” diyor Quimby. Onların hakkında bildiklerimiz, sıcaklıklarının 10 000 ile 20 000 Kelvin derece dolayında olması,hidrojence fakir olmaları, saniyede 10 000 km hızla genişliyor olmaları ve sağlayan bilinen süpernovalara göre radyoaktif bozunma ile kendilerine güç sağladıklarından, çok uzun bir süre, 50 gün sonra parlaklıklarını azaltıyor olmalarıdır. Ancak çok parlak olmalarının altında başka bir mekanizma olması gerekir.

Palomar Gözlemevi’ndeki 1.2 metrelik Samuel Oschin Teleskopu ile yeni tür süpernovaların dört tanesi keşfedildi. Bu keşifle birlikte bu özel süpernovaların sayısı da altıya yükseldi. (Caltech/Scott Kardel/Robert Quimby/modified from Nature)

Bu özelliklere sahip bir patlama için 90-130 güneş kütleli zonklayan* bir yıldız gereklidir. Yıldız mevcut hidrojen yakıtını tükettiğinde sıcaklığını ve parlaklığını arttırarak hidrojen içermeyen dış kabuğunu patlama ile uzaya püskürtür.

İkinci bir modelde ise yıldız süpernova olarak patlar ancak geride yüklü parçacıklardan oluşmuş kuvvetli bir manyetik alan etkisiyle hızla dönen ve adına magnetar adı verilen nesne yavaşlarken çevreye de enerji yayar. Bu enerji önceden çevreye yayılan maddeyi ısıtır ve onun parlamasına neden olur.

Yeni keşfedilen süpernova birkaç milyar yıldız barındıran cüce gökada da bulundu (Samanyolu’nda 200-400 milyar yıldız bulunmaktadır). İçinde bulundukları gökadadan neredeyse 100 kat parlak olan süpernovalar, çevreyi aydınlatan birer sokak lambası gibi düşünülebilir. Bu süpernovalar yardımıyla gökbilimciler yıldızlararası ortamı dolduran gazın tayfını ölçerek gökadalardaki madde dağılımını ortaya çıkarırlar. Gözlenen süpernova birkaç ay içinde ortadan kaybolur. Bu süpernovaları görmeseydik birçok gökadaya ait bilgilerimiz eksik kalacaktı.

Bu süpernovaların kaynağı büyük bir olasılıkla Güneş’ten en az 100 kat büyük eski yıldızlardır.

Gökbilimci Shri Kulkarni: “Gökyüzü bizi şaşırtmaya devam ediyor” diyor.

California Institute of Technology

* Yaşamının son evresine girdiği için büyüyüp küçülen yıldızlar için bu terim kullanılır.

Önerilir...

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d