En Büyük Gökada Öncül-Süper Kümesi Bulundu

ESO’nun Çok Büyük Teleskop’unu kullanan gökbilimciler erken evrende gizlenen kozmik canavarı ortaya çıkardı
ESO’nun Çok Büyük Teleskopu üzerindeki VIMOS aygıtını kullanan uluslararası bir gökbilimciler ekibi erken Evren’deki devasa bir yapıyı gözler önüne serdi. (Telif:
ESO/L. Calçada & Olga Cucciati et al.)
ESO’nun Çok Büyük teleskopu üzerindeki VIMOS aygıtını kullanan uluslararası bir gökbilimciler ekibi erken evrendeki devasa bir yapıyı gözler önüne serdi. (Telif:
ESO/L. Calçada & Olga Cucciati et al.)

ESO’nun Çok Büyük teleskopu üzerindeki VIMOS aygıtını kullanan uluslararası bir gökbilimciler ekibi erken evrendeki devasa bir yapıyı gözler önüne serdi. Bu gökada öncül-süper kümesi — takma isim olarak Hyperion verildi — yeni gerçekleştirilen ölçümlerle ve arşiv verilerinin karmaşık inceleme süresinden sonra ortaya çıkarıldı. Bu şimdiye dek bu kadar uzak geçmişte ve uzaklıkta bulunan kütle ve boyutları bakımından en büyük yapıdır — büyük patlamadan yaklaşık 2 milyar yıl sonra.

Bologna Ulusal Astrofizik Enstitüsünden (INAF) Olga Cucciati liderliğindeki gökbilimciler ekibi ESO’nun Çok Büyük teleskopu (VLT) üzerindeki VIMOS aygıtını kullanarak Büyük Patlamadan sadece 2.3 milyar yıl sonra, evrenin erken dönemlerinde oluşan dev gökadalar öncül-süperkümesini tespit etmeye çalıştılar. Araştırmacıların Hyperion takma adını verdikleri bu yapı evrenin oluşumunda bu kadar erken bir zamanda bulunan şimdiye kadarki en büyük boyutlu ve kütleli yapıdır [1]. Öncül-süper kümenin devasa kütlesinin bir milyar Güneş kütlesinden fazla olduğu hesaplandı. Bu miktarda bir kütle günümüz evrenindeki en büyük yapılarınkine benzer olup, böyle büyük kütleli bir nesneyi evrenin erken dönemlerinde bulmak gökbilimciler için şaşkınlık yarattı.

İlk kez bu derecede büyük bir yapıya bu şekilde yüksek bir kırmızıya kayma oranında rastlanıyor, Büyük Patlama’dan sadece 2 milyar yıl sonrasında,” diye açıklıyor keşif makalesinin ilk yazarı Olga Cucciati [2]. “Normalde bu tür yapılar daha düşük kırmızıya kayma değerlerine sahiptir, yani evrenin buna benzer yapıları oluşturabilmesi için daha fazla zamana ihtiyacı vardır. Görece genç bir evrende bu kadar evrimleşmeyi başarmış bir nesne görmek gerçekten şaşırtıcıydı!

Altılık takımyıldızı doğrultusundaki COSMOS alanında bulunan Hyperion, Olivier Le Fèvre (Aix-Marseille Üniversitesi, CNRSCNES) liderliğinde, VIMOS aygıtı ile gerçekleştirilen Ultra-derin Alan Tarama verilerinin analizi ile ortaya çıkarıldı. VIMOS Ultra-Derin Alan Taraması ile uzak evrendeki 10 000’den fazla gökadanın 3-boyutlu dağılımı ortaya çıkarıldı.

Farklı bir yapıya sahip olsa da, ekip Hyperion’un oldukça karmaşık görülen birbirlerine ipliksi yapılarla bağlı en az 7 yüksek yoğunluklu gökadalar bölgesi içerdiğini, kütle olarak ise yakın süper-kümelerle karşılaştırılabilir oranda olduğunu ortaya çıkardı.  

Dünya’ya yakın olan süper-kümeler çok daha kümelenmiş kütle dağılımına ve daha belirgin yapısal özelliklere sahiptir,” diye açıklıyor ekip üyesi, Davis, Kaliforniya Üniversitesi ve LAM’den gökbilimci Brian Lemaux. “Ancak Hyperion’da kütle birbirine bağlı bir dizi küre içinde, çok daha düzgün bir dağılım sergilemektedir.”   

Bu karşıtlık büyük olasılıkla yakın süper-kümelerin sahip oldukları maddeyi daha yoğun bölgelerde toplaması için milyarlarca yıllık kütleçekim etkisi altında kalmalarından dolayıdır — çok daha genç olan Hyperion çok daha kısa bir sürede gerçekleşen bir süreç.

Evrenin erken dönemlerindeki boyutlarına bakarak Hyperion’un Sloan Büyük Duvarı ya da kendi gökadamız Samanyolu’nu da içeren Virgo Süper kümesini meydana getiren süper kümeler gibi yerel evrendeki uçsuz bucaksız yapılara dönüşmesi bekleniyor. “Hyperion’u anlamak ve benzer yeni yapılarla ne kadar benzediğini bulmak evrenin geçmişte nasıl geliştiği ve gelecekte nasıl evrimleşeceği konularında bize yeni bakış açıları sağlayacak ve süper-küme oluşumları hakkındaki modelleri zorlama fırsatı sunacak,” diyor son olarak Cucciati. “Bu kozmik canavarları ortaya çıkarmak büyük-ölçekli yapıların tarihini anlamaya yardımcı olacak.

Evrende bilinen en büyük küme keşfedildi.

Notlar

[1] Hyperion takma adı öncül-süper kümenin kütlesi boyutlarından dolayı Yunan mitolojisindeki Titan isminden alınmıştır. Bu mitolojik isimlendirme daha önce Hyperion içinde keşfedilen öncül-kümenin Colossus olarak adlandırılmasından gelmiştir. Hyperion’daki tekil yüksek yoğunluklu bölgeler Theia, Eos, Selene ve Helios gibi isimler almıştır, sonuncusu eski Rodos Heykeli’ni andırmaktadır.

Hyperion’un bilimsel gösterimdeki 1015 bir milyon kere milyar güneş kütlesi devasadır.

[2] Dünya’ya aşırı uzak gökadalardan ulaşan ışık uzunca bir süre yol alarak bize ulaşır ve evrenin erken dönemlerinden bilgiler taşır. Işığın bu dalgaboyu uzayda yol aldıkça evrenin genişlemesi dolayısıyla uzatılır ve kozmolojik kırmızıya-kayma denilen bir etkiye uğrar. Daha da uzaktaki daha yaşlı yıldızların daha büyük kırmızıya kayma değerleri vardır bu da gökbilimcilerin kırmızıya kayma değerlerini yaş bilgisi olarak kullanmalarını sağlar. Hyperion’un kırmızıya kayma değeri 2.45 olup, bunun anlamı gökbilimcilerin bu öncül-süperkümeyi Büyük Patlamadan 2.3 milyar yıl sonrasındayken gözledikleridir.

Arif Solmaz, Çağ Üniversitesi – Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi, Mersin

Önerilir...

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d