Jüpiter’in uydusu Europa’nın yüzeyinin büyük bir kısmında bol miktarda hidrojen peroksit olduğu ortaya çıktı. Çalışmayı gerçekleştiren ekibe göre bu peroksit yüzey altında olduğu düşünülen okyanusa karışıyor olabilir. Bu da aslında basit yaşam formları için enerji kaynağı demek.
NASA’nın Jet İticileri Laboratuarı’ndan Kevin Hand: “Yaşam için sıvı su, karbon, azot, fosfor ve kükürt gibi unsurların yanısıra ışık enerjisinin de şart olduğunu biliyoruz. Europa’da sıvı ve çeşitli moleküller bulunuyor ve bunların ihtiyacı olan enerjinin peroksit gibi bileşiklerle sağlandığını düşünüyoruz. Dünya’da peroksit gibi oksidanların artması karmaşık çok hücreli yaşamın şekillenmesinde önemli rol oynamıştır” diyor.
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden Mike Brown’un da katıldığı çalışmada Keck II Teleskopu ile Eylül 2011’de dört gece boyunca Europa’dan gelen yakın kızılötesi ışığın incelenmesiyle yapıldı. Su içinde 0,12 oranında peroksit barındıran Europa bu açıdan Jüpiter Sistemi’nde eşsizdir. (Bu oran ilaç üretiminde kullanılan hidrojen peroksit karışımının yaklaşık 20 katıdır.) Europa’daki buz karışımının içindeki peroksit miktarı yörüngesine göre arkaya düşen yarımküresinde neredeyse sıfıra düşmektedir.
Europa’daki peroksitin varlığı 1995’den 2003’e kadar Jüpiter Sistemini araştıran Galileo aracıyla tespit dilmesine karşılık aracın gözlem bölgesi sınırlıydı. Yeni sonuçlarla birlikte peroksitin Europa yüzeyinin büyük bir kısmına dağıldığı görüldü. Üstelik yüzeydeki buzun çok az kükürt içerdiği ve neredeyse saf sudan oluştuğu fark edildi. Peroksit, Jüpiter’in güçlü manyetik alan içine düşen Europa bölgesindeki buz içinde ışımanın etkisiyle oluşur.
“Galileo verilerine ek olarak Keck Teleskopu gözlemleriyle Europa yüzeyinde neler olup bittiğinin anlaşılması mümkün oldu. Ancak hala yüzey altındaki okyanusta peroksitin desteklediği yaşamın varlığıyla ilgili bir bilgimiz yok” diyor Brown.
Bilimciler sıvı suya karışan peroksitin oksijen bozunmasına yol açtığını ve yüzey altındaki küresel sıvıdaki hidrojen peroksitin yaşanılabilirlik açısından önemli bir etken olduğunu düşünmüyor. “Ancak okyanusa karışan peroksit gibi bileşikler yaşam için gerekli kimyasal enerjinin elde edilmesinde rol sahibi olabilir” diyor Hand.