Kuyrukluyıldızlar çıplak gözle gözlenebilen ve ender ortaya çıkan gök cisimleridir. Bunları bir dürbün ya da teleskop olmaksızın görebilirsiniz. Ancak bilimciler bir teleskop yardımıyla cisimlerin kirli buz yapısını incelemeye çalışır. Her beş ya da on yılda bir kuyrukluyıldız geçişine tanık oluruz ki bu yıl çıplak gözle iki kuyrukluyıldız görebileceğiz.
Jet İticileri Laboratuarı’ndan NASA’nın NEOWISE görevi baş araştırmacısı ve aynı zamanda bu kozmik kirli buzların hayranı olan Amy Mainzer: “Bundan sonra da sonbaharda muhtemelen görebileceğiniz en parlak kuyrukluyıldız olan ISON’un geçişini izleyeceğiz” diyor.
PANSTARRS kuyrukluyıldızı Haziran 2011’de keşfedildiğinde 2011-L4 kod adıyla anıldı. Kuyrukluyıldıza onu keşfeden Hawai’deki Haleakala volkanındaki teleskopun adı verildi.
PANSTARRS son zamanlarda özellikle Güney Yarıkürenin ayrılmaz bir parçası oldu ancak şimdi bu değişiyor. Kuyrukluyıldızın iç güneş sistemine olan hareketi devam ettiği için yavaş yavaş güney yarıkürenin görüş alanından çıkıp kuzey yarıkürede gözlenebilir duruma geliyor.
“Kuyrukluyıldız başlarda çok parlak olmamasına karşılık, güneybatı yönünde ufkun açık ve yeterince karanlık olduğu bir yerden görülebilecek” diyor Mainzer.
JPL’den araştırmacı Rachel Stevenson: “İlerleyen saatlerde ufka daha yakın ancak daha parlak olacaktır. Bu nedenle mümkün oldukça ufkun açık ve yeterince karanlık olduğu bir ortama ihtiyacınız var” diyor.
PANSTARRS 8 Mart’tan itibaren batı ufkunda 15 dakika süreyle izlenebilecek. 10 Mart’ta kuyrukluyıldız Güneş’e 45 milyon km yaklaşarak en yakın konuma gelecek ve 12 Mart’tan itibaren uzaklaşacak. Böylece çıplak gözle daha iyi görülebilecek. Ayın sonuna doğru da dürbün ya da teleskoplarla bile oldukça sönük bir şekilde görülecek. Kuyrukluyıldız ve kuyruğu ufukta sanki bir ünlem işareti gibi başı parlak bir nokta ve uzun kuyruğuyla kendini gösterecektir.
“Onu görmek için sabırsızlanıyorum. Üstelik onu dürbün bile kullanmadan oldukça karanlık ve açık bir yerden sadece gözlerimle izleyeceğim. Çünkü onu hiçbir araç kullanmadan bulmanın ve görmenin keyfi başkadır. Bence herkes bu zevki yaşamalı” diyor Mainzer.
NOT: Konuyla ilgili GökBilgi‘de Prof.Dr. Etham DERMAN’ın hazırladığı yazıya da göz atmakta fayda var.
Uzayla ilgilendigimde dunya problemlerinin ne kadir basit oldugunu dusunuyorum.
Saniyorum uzay olceginde dunyanin kucuklugu yaniltiyor.