Gösteriliyor: 231 - 240 of 251 Sonuçlar

Bu Çift Çok Uzakta

Gökbilimciler başka bir gökada içinde yıldız-karadelik çifti keşfini gerçekleştirdiler. Keşif ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (Very Large Telescope-VLT) ile yapıldı. Sistem şimdiye kadar keşfedilen en büyük ikinci yıldız-karadelik çifti olarak kayıtlara geçti.

Kuyruklu Gökada

Gökbilimciler Chandra X-ışını teleskobu yardımıyla bir gökadanın iki kuyruğunu görüntüledi. Adell 3627 Gökadasına ait olan fotoğraf, Chandra ve Şili’deki Astrofizik Araştırma Merkezi’nden (SOAR ) alınan görüntülerin birleştirilmesiyle elde edildi.

Kuyruğun önünde görülen ESO 137-001 gökadasıdır. Kuyruğun uzunluğu 260 000 ışık yıldır. Başka bir ifadeyle ışığın, kuyruğun başından sonuna kadar hareketi 260 000 yıl sürmektedir.

Hubble Düzeni Araştırması: Gökadalar Nasıl Oluştu?

İki gökbilimci evrendeki gökada türlerine ve gökadaların evrimine yönelik yeni bir çalışma yaptı. Gökbilimciler, Dr. Andrew Benson ile Dr. Nick Devereux gökadalarin 13 milyar yıllık gelişimini inceledi.

Gökadalar, birkaç milyon yıldızdan bir trilyon yıldıza kadar büyüklü küçüklü yapıda dağılım gösteriyor. Gökadaların sınıflandırılmasıyla ilgili ilk çalışma 1930’larda Edwin Hubble tarafından yapıldı. Hubble tarafından biçimlerine bakılarak yapılan sınıflandırmaya “Hubble düzeni” adı verilir.

Samanyolu Merkezi Çok Manyetik

Başını Avustralya’daki Adelaide Üniversitesi’nden bir ekibin çektiği uluslararası bir topluluk, Samanyolu Gökadası’nın merkezindeki manyetik alanın, diğer bölgelere göre 10 kat daha güçlü olduğunu ortaya çıkardı. Gökbilimdeki verilerin sağlıklı olarak değerlendirilmesinde manyetik alanların büyük önemi olmaktadır. Bu nedenle Samanyolu’ndaki manyetik alanın net olarak hesaplanması önem kazanıyor. Araştırmaya Almanya’daki Max Planck Enstitüsü Nükleer Fizik Merkezi, ABD’deki Monash Üniversitesi’de katıldı.

Erken Evrendeki Gökadalar Görüntülendi

12 Milyar yıl önce uzay neye benziyordu? Bu sorunun yanıtı için Hubble’dan ve ESA’nın Herschel aracından iki ayrı görüntü geldi: 12 milyar yıl önce evren. İki aracın görüntüsü ve haberlere ilişkin ayrıntılar için bu haberi tekrar düzenlemek zorunda kaldım.

İlk görüntü Hubble yerleştirilen Geniş Açılı Kamera (WFC3) ile Ekim 2009’da alındı. Görüntü kızılötesi, görünür ışık ve morötesi dalga boyuyla ile alınan fotoğraflarla elde edildi. Böylece rengarenk, oldukça net ve derinliğe sahip bir görüntü elde edilmiş oldu.

Görüntüde erken döneme ait gökadaların şekillerinin oluşmaya başladığı görülüyor.

Uzaydaki Av

NASA’nın Chandra X-Işınları Gözlemevi ile Magellan teleskopları ile ilk kez bir karadelik, avını pençesine düşürmüş olarak yakalandı. Orta boydaki bir karadeliğin yakınındaki bir yıldız kalıntısı olan beyaz cüce yıldızı kendine doğru çektiği ve yıldızı yavaş yavaş parçaladığı ortaya çıkarıldı. Böylesi bir olay –eğer onaylanırsa- ilk kez görüntülenmiş olacak.

Bu olay yaşlı yıldızların barındığı bir kümede olağandışı parlamaya başlayan bir ışık kaynağı sayesinde fark edildi. Chandra’ya ulaşan X-ışını yoğunluğu ile gökbilimciler teleskoplarını bölgeye yönelttiler.

Çarpışan Gökadalar

Yeni bir görüntü NGC-6872 ve IC-4970 gökadaları arasında süren çarpışmayı üç farklı teleskopla elde edilen verilerin birleştirilmesiyle elde edildi: Chandra ile X-ışını görüntüsü, Spitzer ile kızılötesi görüntü ve ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile de görünür ışık (kırmızı, mavi ve yeşil dalga boylarında) ile alınan görüntü. Gökbilimciler gökadaların merkezlerinde süper kütleli karadelikler bulunduğunu düşünüyor.

Çok Uzaklardan Çok Parlak Bir Gökada

Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir gökada NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu’nun dikkatinden kaçmadı. 15 Eylül’de başlayan şiddetli parlamalarla gökada, görünen evrendeki en parlak gama ışını kaynağı oldu.

Gökbilimciler, 7.2 milyar ışık yılı uzaklıktaki Kanatlıat (Pegasus) takımyıldızındaki 3C-454.3 adlı aktif gökadanın bu görüntüsünü “muhteşem” olarak tanımladılar.

İtalya’daki Nükleer Fizik Enstitüsü’nden Gino Tosti, gökada içindeki karadelikte her neler oluyorsa çok yüksek hızlarla jet fışkırmaları algıladıklarını ve ve olağanüstü parlamanın nedeninin bu jetler olduğunu vurguluyor.

Kozmik Işınlar Nereden Geliyor?

Atmosferimiz uzaydan gelen parçacıklar tarafından sürekli bombardıman edilir. Bu gizemli parçacıklar henüz 100 yıl kadar tespit edildi. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelişen ve 10 yıllık bir geçmişe sahip yeni nesil teleskoplarla bu kozmik ışınların yapısı, nasıl oluştukları gibi sorulara yanıt aranmaya başlandı. Bu parçacıklar süpernovalar sayesinde hızlandığı ortaya çıkmıştır ancak tüm sorular yanıt bulmamıştır.

Atmosferi izlemekle görevli Cherenkov teleskopları uzun zamandır kozmik ışınları izlemekte ve bu ışınlar hakkında gerekli bilgiyi toplamaktadır.

Terzan 5 Yıldız Kümesi

Gökadamızın Terzan 5 olarak adlandırılan yıldız kümesinin ayrıntıları ESO tarafından ortaya çıkarıldı. Kümeyi şişkin ve kalın bir toz bulutu kapatıyor. Bulut içerisindeki binlerce yıldızı adeta örtüp bizden gizlemeye çalışıyor. Bulutun bir genç gökada kalıntısı olduğu ancak Samanyolu’na karıştığı düşünülüyor. ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile Terzan 5’in tahmin edildiği gibi büyük bir küme olduğu ve Samanyolu’na sonradan katıldığı belirlendi.