Yaklaşık 5000 yıl önce bir kuyrukluyıldızın, Güneş’in yakınından geçtiğini düşünülüyor; öyle ki geçtiği uzaklık Merkür’ün Güneş’e uzaklığından daha yakın. Eğer öyleyse kuyrukluyıldızın geçişi Taş Devrinin sonunda Avrasya ve Kuzey Afrika’daki medeniyetler için güzel bir manzara sunmuş olabilir.
Ancak bu ziyaret bilinen hiçbir tarihsel kayıtta bulunmuyor. O zaman gökbilimciler böyle bir kuyrukluyıldızın ziyaretini nereden biliyor?
Kuyrukluyıldız ilk kez Hawaii Üniversitesi bünyesinde bulunan Asteroit Karasal Çarpma Son Uyarı Sistemi (ATLAS) tarafından 2020’nin başlarında keşfedildi. Kuyrukluyıldızın 2020’nin ortalarında tek parça olmadığı fark edildi.
Maryland Üniversitesinden gökbilimci Quanzhi Ye’nin başlattığı yeni çalışmada ATLAS’ın 5000 yıl önceki ana kuyrukluyıldızın ziyaretinden kopan bir parça olduğu ileri sürülüyor. Kanıt olarak ise 1844 yılında görülen bir kuyrukluyıldızın ATLAS’ın bilinen yörüngesini izlemesini sunuyor. Bu da iki cismin muhtemelen yüzyıllar önce parçalanmış kuyrukluyıldızın parçaları olduğu anlamına geliyor. İki kuyrukluyıldız arasındaki bağlantı ise amatör gökbilimci Maik Meyer tarafından kayda geçirildi.
Bu tür kuyrukluyıldız tiplerine sıkça rastlanır. Bilinen bir başka örnek 1994 yılında Jüpiter’in güçlü kütle çekimine yakalanarak parçalanan Shoemaker-Levy 9 kuyrukluyıldızıdır. Parçaları Temmuz 1994’de Jüpiter’e düşmüştü.
Ancak ATLAS daha “tuhaf” bir kuyrukluyıldızdır. ATLAS Güneş’ten çok daha uzaktayken –Yer’in Güneş’ten uzaklığından daha uzak- parçalandı. Bu ise ana kuyrukluyıldızın Güneş’in yakınından geçtiği mesafeden çok daha uzaktayken parçalanmış olması demek, ama bu olmadı. ATLAS Güneş’ten yaklaşık 160 milyon kilometre uzaktayken parçalandı. “İşte bu onu ‘tuhaf’ yapıyor” diyor Ye.
“Şimdi soru şu: Güneş’ten bu kadar uzaktayken parçalandıysa 5000 yıl önce Güneş’in daha yakınından geçerken neden parçalanmadı? Bu beklenmeyen bir şeydir. İlk kez uzun dönemli bir kuyrukluyıldız aile üyesinin Güneş’e uzak konumdayken parçalandığını görüyoruz.”
Cisimlerin tekrar parçalandığını gözlemek ana kuyrukluyıldızın nasıl bir araya geldiğine dair ipuçları barındırır. Geleneksel olarak bilinen kuyrukluyıldızların kırılgan toz ve buz yığınlarından oluştuğudur. Kuru üzümlü puding gibi topaklı yapıda olabilirler.
Astonomical Journal’da yayınlanan makaleye göre parçalanan iki ana kısımdan birinin çekirdeği daha güçlü.
Bir olasılık da dışa saçılan malzemelerin kuyrukluyıldızı hızla döndürerek onu merkezcil kuvvetlerin etkisiyle parçalamış olması yönünde. Alternatif başka bir açıklama da patlayan parçanın süper uçucu buzlara sahip olması. “Tüm bunlar oldukça karmaşık ve kuyrukluyıldız parçalanmasına ilişkin evrimin ipuçlarını yeni elde ediyoruz. ATLAS’ın bu davranışı açıklamayı zorlaştırıyor” diyor Le.
ATLAS kuyrukluyıldızının hayatta kalmayı başaran kardeşini 50. Yüzyıla kadar göremeyeceğiz.